Mecliste İlk Muhalefet Partisi: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
Kasım 08, 2024

Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan, 1876 yılında ilan edilen Kanun-i Esasi’nin ilânı tarihine kadar geçen devirde, mutlak yönetim anlayışının hâkim olduğu bilinmektedir. Osmanlı Devleti’nde de Batı’daki bir burjuva hareketi niteliğinde olmamakla birlikte, 19. Yüzyılın ortalarına doğru bir takım anayasacılık hareketlerinin başladığı görülmektedir. Osmanlı Devleti’ndeki çöküşü durdurabilmek amacıyla ilân edilen Tanzimat Fermanı ve Tanzimat döneminde yapılan tüm modernleşme çabaları istenilen sonuçları vermemiştir. 1

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası

Osmanlı Devleti’nin Mondros Mütarekesi’yle fiilen son bulması ve arkasından başlamış olan Millî Mücadele hareketinin zaferle sonuçlanmasıyla Türk halkı, kendilerine yeni bir siyasî hayat biçimi seçmiştirler. Atatürk’ün önderliğinde kavuşulan “Milli egemenliğe dayalı bağımsız bir Türk Devleti” kurulmuştur. Kurulan bu devletin adı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu devletin ilk hükümet şekline de Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti denilmiştir. Ülkenin demokratik olarak gelişmesine engel olan Saltanatın 1922 yılında ortadan kalkmasıyla siyasi anlamda etkileşimler başlamıştır. Bu gelişmeyle birlikte meclis içerisinde Atatürk’e ve yeni rejime muhalif gruplar ortaya çıkmıştır. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev süresinin tamamlanmasından sonra Meclis kendi kendisini dağıtarak yeni bir seçim kararı almıştır. 1923 yılında yapılan seçimleri 11 Eylül 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan Halk Fırkası kazanmıştır. Seçimlerin ardından mecliste oluşan muhalefet ve gensoru ile Halk Fırkasından ayrılan milletvekillerinin kurmuş olduğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kısa bir sürede olsa mecliste muhalefet olmuştur.2

Millî Mücadele’nin tanınmış isimlerinden Halk Fırkası içinde şiddetli tartışmalara neden olan itirazları Cumhuriyetin ilanına değil bu ilanın yapılış şeklinedir. Çünkü Mustafa Kemal Paşa cumhuriyetin ilanına karşı çıkacaklarını düşündüğü Rauf, Refet, Adnan Beyler ile Ali Fuat Paşa’nın İstanbul’da bulunduğu 29 Ekim’de cumhuriyetin ilan edilmesini sağlamıştır. Üstelik bu tarih öncesinde de ismi geçenlerle herhangi bir görüşmede de bulunmamıştır. İşte bu gelişmeler Mustafa Kemal ile eski arkadaşları arasında ki anlaşmazlıkları ortaya çıkarmıştır. Millî Mücadeleyi beraber yönetenlerin inkılapların yapılması yolundaki
görüşleri aynı olmamıştır. Mustafa Kemal yapılacak inkılapların bir anda yapılmasını isterken, Rauf Bey ve arkadaşları yapılacak inkılapların daha yavaş bir şekilde yapılmasını uygun görmüşlerdir. İhtilalci kadronun bir gün kendi arasında parçalanması, ihtilallerin değişmez kanunudur. Eğer Millî Mücadele’ye bir ihtilal
dersek, o da kendini bu kanunun hükmünden kurtaramamış ve ihtilali gerçekleştiren kadro, bir gün kendi arasında parçalanmıştır.3

Refet Paşa’nın bir ara milletvekilliğinden istifa edip tekrar dönmesi, yani istifasını geri çekmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir muhalefet fırkasının kurulacağı söylentilerini güçlendirmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde beklenen kargaşa paşaların ordudan istifa ederek siyasi yaşamı tercih etmeleriyle başlamıştır. Önce Kazım Karabekir Paşa ve ardından Ali Fuat Paşa da ordu komutanlığından istifa etmiştir. Millî Mücadelede Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer almış olan paşalar, Meclis’te toplanmaya ve muhalefet olmaya başlamışlardı. Mustafa Kemal Paşa, bu olayı Rauf Bey ile Adnan Bey’in bir tertibi olarak algılamış ve milletvekili paşaların siyaset ya da ordudan birini tercih etmelerini istemiştir. Böylece kendisine yönelik bir tertip olasılığını önlemeye çalışmıştır.4

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kuruluşuna yol açan olay ise 20 Ekim 1924’te Menteşe Milletvekili Esat Bey’in İmar ve İskân Bakanı’na verdiği soru önergesi ile başlamıştır. Esat Bey’in soru önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Gensoru önergesine dönüştürülmüştür. Gensoru önergesi hakkında yapılan tartışmalar ise Meclis’te etkin bir muhalefetin olduğunu göstermiştir. Bu ortamda yapılan güven oylamasında İsmet Paşa Hükümeti 146 güvenoyu alırken 18 milletvekili güvensizliklerini belirtmiştir. Başta Refet Bele ve Adnan Adıvar olmak üzere hükümete güvenoyu vermeyen milletvekillerinden bazıları oylamanın yapıldığı gün Halk Partisi’nden istifa etmişlerdir. İlerleye günlerde de istifalar devam etmiştir. Kısa sürede istifa eden milletvekili sayısı 29’a yükselmiştir. Bu 29 Milletvekili 17 Kasım 1924’te Terakkiperver Cumhuriyet Partisi’ni kurmuştur.5

Ali Fuat Cebesoy, hatıralarında Fırka’nın kuruluşu sürecini şöyle ifade etmiştir: Fırkanın programını ve nizamnamesini bir an evvel tamamlayarak beyannamesini hükümete vermek ve fırkayı resmen açıklamak istemiştik. Beni müttefikken Fırka umumi kâtibi seçimler, program ve nizamnamenin müzakereleri reisliğim altında devam etmiştir. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası hem muhalif kamuoyu hem de muhalif İstanbul basını tarafından destek görürken Türkiye’nin ilk muhalefet partisi olması nedeniyle rejime karşı bir tehdit olarak algılanmıştır.6

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kuruluşuyla ilgili çeşitli suçlamalar da yapılmıştır. Bunlarda birincisi; partinin gerçek bir programının olmadığı ve bir dizi general ve siyasetçi tarafından tamamen oportünist kaygılarla kurulduğu yönündeki eleştirilerdi. İkinci grup iddialar ise; Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurucularının gizli saltanatçılar oldukları yönünde olmuştur. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası mecliste kısa bir dönem varlığını sürdürmesine rağmen, hükümeti gerektiği yerlerde eleştirmiştir. Şubat 1925’e kadar olan dönemde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası hükümete değil, hükümetteki demokratik olmayan ve otoriter eğilimlere (gazetelerin kapatılması, seçimlere hükümetin müdahale etmesi vb.) hücum eden bir muhalefet işlevini sürdürmüştür.7

13 Şubat 1925’te Şeyh Sait adında bir Kürt liderinin Bingöl ilinin Piran Köyü’nde başlattığı ayaklanma, Türkiye Cumhuriyeti’nin içte ve dışta pek çok sorun yaşadığı bir dönemde meydana gelmiştir. Ülke içerisinde muhalefet ve iktidar arasındaki ılımlı hava giderek bozulmuş, iç sorun olarak başlayan Nasturi ayaklanması İngilizlerin desteği ile dış sorun haline gelmiştir. Ayaklanmanın tek bir nedeni yoktur. Başbakan Fethi Okyar’ın açıklamalarına göre isyanın nedeni “şeriat, halifelik ve saltanat propagandası adı altında Kürtçülük” amacına yönelik olmasıydı.8

Bingöl ilinde başlayan ve diğer doğu beldelerine yayılan isyanın bastırılmasında ve yayılmasının önlenmesinde yaşanan güçlüklerle birlikte Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası da olaylarla ilişkilendirilmiştir. Fırkanın irticaya destek verdiği, isyanı körüklediği haberleri yayılmıştır. Cumhuriyet Halk Fırkası radikallerine, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını ve diğer muhalefeti sindirmek için Şeyh Sait isyanı elverişli bir ortam yaramıştır. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası liderleri, isyan çıkan yerlerde Fırkanın teşkilatının bulunmadığı, din duygularını tahrik etme eylemlerine kesinlikle karışılmadığı şeklinde kendilerini savunmuşlardır. Terakkiperver Cumhuriyet Fıkralılar sıkıyönetim ilanı kararlarında da olumlu oy vererek isyana karşı hükümetle birlikte olduklarını göstermişlerdir.9

Başbakan Fethi Bey ve hükümetinin isyanı bastırma konusunda yetersiz kalması, Cumhuriyet Halk Fırkası içerisinde kendilerine tepkiler doğmasına neden olmuştur. Mecliste güvenoyu alamayan hükümet istifa etmiş, Mustafa Kemal’in verdiği yetkiyle İsmet İnönü hükümeti kurma görevini üstlenmiştir. Yeni hükümet hazırladıkları yasa tasarısının hemen görüşülmesini istemiştir. Bu yasa Takrir-i Sükûn Yasasıdır. Takrir-i Sükûn, huzuru ve düzeni koruma yasası özünü tek bir madde ile ortaya koymuştur. Bu maddeye göre; Hükümet, “gericiliğe, ayaklanmaya ve memleketin sosyal düzenini, huzurunu, sükûnu, güvenliğini ve asayişini bozmaya neden olacak bütün kuruluşlar, kışkırtmalar, girişimler ve yayınları” Cumhurbaşkanının onayı ile doğrudan doğruya yasaklamaya yetki vermektedir.10

Takrir-i Sükûn Kanunu hükümete iki yıllık bir süre için ülkenin her yanında geçerli sınırsız yetkiler vermektedir. Bu dönemden sonra İstiklal Mahkemeleri’nin de kurulmasıyla birlikte ülke içindeki tüm muhalefet susturuldu. Bu, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının sonunu hazırlayan gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Özellikle doğu illerinde birçok Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası üyesi isyana destek verdikleri gerekçesiyle tutuklanmaya başlanmıştır. 5 Mayıs 1925’te Ankara İstiklal Mahkemesi’nin Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kapatılması için hükümete başvurusu, 5 Haziran 1925’te hükümetin bu başvuru sonucu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kapatıldığını ilanıyla sonuçlanmıştır. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, esasen Cumhuriyet Halk Fırkasının dayandığı toplumsal gruplara ve ideolojiye dayanmaktadır. Bu açıdan; Cumhuriyet Halk Fırkasından çok da büyük bir farkı yoktur. Hatta, dine hürmetkar olması halk nezdinde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasına daha büyük bir oy potansiyeli kazandırabilirdi. Parti liderlerinin milli mücadele sırasında göstermiş oldukları başarılar da halk tarafından iyi bilinmektedir.11

Kuşkusuz Terakkiperver Cumhuriyet Halk Fırkasının kapatılmasında ülkenin içinde bulunduğu olağanüstü koşullar etkili olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin dışta Musul sorunu nedeniyle İngiltere ile sıcak savaşın eşiğine geldiği bir dönemde patlak veren ve kısa sürede neredeyse tüm Doğu Anadolu’yu kapsayan Şeyh Sait isyanı da bu süreci muhalefetsiz atlatma içindeki hükümetin gerekçesi olmuştur. Sonuç olarak Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile başlayan çok partili demokrasi deneyimi daha gelişmeye fırsat bulamadan sonlanmıştır.12

KAYNAKÇA

  1. Hakan Uzun, Türk Demokrasi Tarihinde I. Meşrutiyet Dönemi, Gazi Üniversitesi, Kırşehir Eğitim
    Fakültesi Dergisi, C.6, S.2, 2005, s.148-149. ↩︎
  2. Cemalettin Taşkıran, “Atatürk Döneminde Demokrasi Denemeleri (1925-1930).” Ankara Üniversitesi
    Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, S.14, 1994, s.255-257. ↩︎
  3. Mustafa Ekincikli,” Türk Demokrasi Kültürünün Gelişim Sürecinde Terakkiperver Cumhuriyet
    Fırkası’nın Kuruluşu”, Akademik Bakış Dergisi, C.6, S.1, 2012, s.152-153. ↩︎
  4. Tevfik Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi 1839-1950, İmge Kitabevi, Ankara,2019, s.293. ↩︎
  5. Şaduman Halıcı, Cumhuriyet Yönetimine Geçiş ve Cumhuriyetin Pekiştirilmesi: Şaduman Halıcı
    (edt.), Türkiye’de Demokrasi ve Parlamento Tarihi, Eskişehir, 2013, s.99. ↩︎
  6. Mehmet Özalper, “Bir Muhalefet Partisinin İlgası: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası”, Muş
    Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.2, S.1, 2014, s.122. ↩︎
  7. Evren Altınkaş, “Cumhuriyetin İlk Yıllarında İki Demokrasi Deneyimi: TpCF ve SCF”, Akademik
    Bakış Dergisi, S.24, 2012, s.5-6. ↩︎
  8. Şaduman Halıcı, Türkiye’de Demokrasi ve Parlamento Tarihi, s.101. ↩︎
  9. Mustafa Ceylan, “Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Muhalefet Fırkası: Terakkiperver Cumhuriyet
    Fırkası”, Yasama Dergisi, S.34, 2018, s.14. ↩︎
  10. Şaduman Halıcı, Türkiye’de Demokrasi ve Parlamento Tarihi, s.101-102. ↩︎
  11. Evren Altınkaş, “Cumhuriyetin İlk Yıllarında İki Demokrasi Deneyimi: TpCF ve SCF”, s.8-9. ↩︎
  12. Şaduman Halıcı, Türkiye’de Demokrasi ve Parlamento Tarihi, s.106. ↩︎

https://hisculart.com/post/turk-devletleri-teskilati-biskek-zirvesinin-bolgesel-ve-kuresel-onemi

Bu Haberi Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.