Olymposlu tanrılar arasında denizi simgeleyen ve denizin mutlak hâkimi sayılan Poseidon Homeros destanlarında Poseidaon diye anılır; Poti-dan’dan türeme bu ad başka Hint-Avrupa dillerindeki biçimiyle karşılaştırılacak olursa, “denizin efendisi” anlamına gelmektedir.Erken dönem Yunan şiirlerinde gücü neredeyse Zeus’a denk bir deniz tanrısı olarak tasvir edilmiş ve özellikle Yunanların hakim olduğu Akdeniz ve Karadeniz ile ilişkilendirilmiştir.Poseidon, Yunan dininin arkaik döneminde göksel egemenliğini hızla kaybetmiş, ancak bir elementin tanrısı olarak önemini sürdürmüş bir tanrıdır. Bir zamanların kudretli tanrısal özelliklerinin izleri, doğumunda, isminde, kültünde, efsanelerinde, kutsal bitki ve hayvanlarında takip edilebilir. Bu sebeplerden dolayı tanrının doğumuyla başlamak gerekir. Titan Kronos ve Rheia’nın oğlu olan Poseidon, babası tarafından yutulmuştur (Hes. Theog. 457). Ardından kardeşi Zeus tarafından babasının midesinden kusturularak çıkarılmıştır. Âlemi aralarında bölüşmek için 3 tanrı Zeus, Hades ve Poseidon kura çektiler. Çekilen kuradan Zeus Gökyüzü’nü; Hades Yer Altı’nı ve Poseidon’a da denizler düşmüştür. Yunanlıların üç yanı denizle çevrili bir bölgede oturdukları düşünülürse, bu tanrıya ne kadar saygı besledikleri ortaya çıkar. Özellikle kıyı kentlerinde ve adalarda, denizcilerin, balıkçıların ve tacirlerin baş tanrısı olarak görülmüştür. En ünlü tapınağı, Korinthos’ta bulunuyordu. Poseidon, denizlerden başka toprağın da sahibiydi. Hesiodos onu, ‘toprağın efendisi’, ‘yeri sarsan’ diye niteler. (Resim7) Destanlarda az önce bahsettiğim gibi Poseidon yeri sarsan ve titreten anlamlarına gelen “Enosigaios” olarak sıfatlanır. Çok güçlü bir tanrı olan Poseidon, Zeus’a karşı koymaktan da çekinmemiştir.Homeros, İlyada’da Zeus’a yapılan ve Poseidon’unda içinde yer aldığı bir komplodan söz eder. Homeros’un yazınları incelendiğinde Poseidon’un Zeus’a belli bir noktaya kadar karşı gelebildiği görülür; ancak egemenliğinin sınırları da kesin çizilmiştir. İlyada’nın XV. bölümünde güç dengesi net bir biçimde yansıtılmıştır. Zeus, İris’i Poseidon’a bir mesaj iletmesi için görevlendirir:
“…
Söyle ona son versin, savaşa dövüşe
Girsin tanrıların arasına ya da tanrısal denize.
Ama sözlerimi dinlemez de direnirse,
…
Ondan çok üstünüm, gönlüne iyice koysun bunu, hem yaşça da büyüğüm ondan
ama o çekinmez benimle bir tutmaya kendini, …”
Poseidon’un Zeus’a cevabı ise:
“Yeri Sarsan ünlü Tanrı dedi ki:
‘Yiğitliğine yiğittir, bilirim onu,
ama beni küçümsemek ne oluyor, eşitim ben onunla,
Bana zorla baş eğdirecek olan o mu?’ …”
Bu karşılıklı konuşmalardan sonra sinirlenen Poseidon’u haberci İris sakinleştirir ve Zeus’un onun abisi olduğunu ve yaşça büyük olduğunu dile getirerek sözlerini yumuşatmasını ister. Poseidon’da habercinin sözünü dinleyerek Zeus’a bir kez daha boyun eğerek denizine çekilir. Trident, klasik mitolojide genellikle deniz tanrılarının sembolü olarak, denizler üzerindeki egemenliklerini gösteren bir atribüdür.
Poseidon’u tasvir eden simgelere baktığımızda ise: Üç dişli yaba, at, balık olarak karşımıza bu simgeleri çıkmaktadır. Poseidon ile ilgili olarak verebileceğim son bilgi ise, atları Poseidon’un yaratmış olmasıydı. At ırkının da koruyucusuydu. Kendi atlarının tunç toynakları, altın yeleleri vardı. At arabasını çeken atlar, karşısında süt liman olan denizler boyu onu taşır, derinlerdeki canavarlara sağa sola sıçrayarak ona yolunda eşlik ederlerdi.Poseidon diğer su tanrılarından farklı olarak görülmektedir. Onu diğerlerinden ayrı kılan ise şüphesiz elinde bulundurduğu gücüdür. Poseidon denizlere hakim olmakla birlikte toprağında tanrısı olarak sayılırdı. Depremler yaratır, fırtınalar çıkarır, dalgalar yaratır ve onları yine kendisi dindirirdi. Bunları üç dişli tridenti ile gerçekleştirirdi. Trident Hephaistos tarafından imal edilen üç dişli mızrağının adıdır. Onunla su üzerinde yeni adalar çıkartırdı.
Kaynaklar:
1-Özgür Turak, Boğa ve Trident: Poseidon’un Kökeni Üzerine Bir İnceleme, Masrop E-dergi, Nisan, 2018, s35.
2-Robert Graves, Yunan Mitleri, çev./haz. Uğur Akpur, Say Yayınları, İstanbul, 2010, s.71.
3-Bedrettin Cömert, Mitoloji ve ikonograf, De ki Basım Yayım Ltd, Ankara, 2010, s.64.
4-Adem Işık, Pers, Helenistik ve Roma İmparatorluk Dönemlerinde Paphlagonia ve Pontus Bölgesi Kültleri, s.168.
5-Estin, Yunan ve Roma Mitolojisi”, çev./haz.Musa Eren, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, Ankara, 2002, s.97.
6-Thomas Bulfinc, Klasik Yunan ve Roma Mitolojisi, çev/haz. Özgür Umut Hoşafçı, İnkılap Kitabevi, İstanbul, 2017, s.153.
7-Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü, İstanbul, 1996, s.251.
8-Özhan Öztürk, Dünya Mitolojisi, Nika Yayınları, Ankara,2006