Hekate ‘nin meşalesi ve figürlü başlık bulundu
Aralık 06, 2024

Stratonikeia ve Lagina Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, AA muhabirine, Lagina’da 12 ay boyunca arkeolojik kazı, çizim ve restorasyon çalışmalarını Geleceğe Miras Projesi kapsamında sürdürdüklerini söyledi.

Tarihi alanın, yaklaşık 8,5 kilometre uzağındaki Stratonikeia Antik Kenti’nin dini merkezi olduğunu vurgulayan Söğüt, tanrıça Hekate adına, antik dönemde yapılan en büyük tapınağın Lagina’da olmasının kutsal alanı daha da önemli kıldığını ifade etti.

Önceki yıllarda buldukları tören kapısı ve giriş yapısının olduğu alanda çalışma yürüttüklerini anlatan Söğüt, “Buranın giriş kısmının nasıl olduğuyla ilgili birtakım tespitler yapmıştık. Yeni kazılar ile insanların antik dönemde Stratonikeia’dan çıktığında sonra nasıl bir yol ile kutsal alana girdiklerini, girişteki yolun her iki yanında hangi yapıların bulunduğunu ortaya çıkarmak için kazılar yapıyoruz.” dedi.

Söğüt, amaçlarının, kutsal alanda gün yüzüne çıkarılan eserleri ziyaretçilere göstermek ve antik kentin önemli bir dini merkez olduğunu anlatmak olduğunu dile getirdi.

“GÜZEL SONUÇLAR GELECEĞİNİ GÖSTERİYOR”

Bu kapsamda alanda yürütülen kazılarda önemli sonuçları ulaştıklarını vurgulayan Söğüt, şöyle konuştu:

“Alandaki çalışmalarda ilk olarak Hekate’nin sütuna işlemeli meşalesini bulduk. Bunun yanı sıra Helenistik ve Roma dönemlerine ait değişik Korinth (sütun başlarının akantus yapraklarıyla süslendiği ve sütunların bir kaide üzerine oturtulduğu, klasik mimarideki üç düzenden biri) sütun başlıklarına ilave olarak, ilk defa milattan sonra 2. yüzyıla ait figürlü Korinth başlığı da ele geçti ve bunun devamının geleceğini düşünüyoruz. Bunlar bize yapılan kazılarda güzel sonuçlar geleceğini gösteriyor. Burada hem Hekate kültüne dair verileri, antik mimariye dair buluntuları hem de sosyal hayatla ilgili bulguları çıkarıp değerlendireceğiz. Kutsal yolun Lagina Hekate Tapınağı’na girişini açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Ziyaretçiler geldiklerinde belirli bir alandan itibaren önce giriş kapısına daha sonra kutsal alandan tapınağın olduğu yere geçebilecek. Kazılarda çıkan blokları tek tek tarayarak ve çizerek yapının restorasyonunu yapacağız. Çalışmalar tamamlandığında, ziyaretçiler antik dönemde o kapının ihtişamını görerek tören alanına geçmiş olacak.”

“4 METRE TOPRAK DOLGU VAR, ELLERİMİZLE KAZIYORUZ”

Kazının yapıldığı alanda 3 bin yıllık tarih sürecine ait buluntular elde ettiklerine dikkati çeken Söğüt, özellikle son kazılarda Helenistik ve Roma dönemlerine ait eserlerin bulunduğunu kaydetti.

Bölgede bir dönem Bizans kullanımları da olduğunu ancak erken Bizans döneminden sonra kullanımın olmadığını gördüklerine işaret eden Söğüt, “Bu Helenistik ve Roma dönemlerine ait eserleri orijinal yerinde bulacağımız anlamına geliyor. Uzun yıllar burada yapılaşma olmadığı için maalesef erozyon çok yüksek. Yaklaşık 4 metre yüksekliğinde toprak dolgu var ve bunu ellerimizle dikkatli bir şekilde kazıyoruz. Toprağı çok atacağız ama burada güzel şeyler bulacağız.” diye konuştu.

Tarihi alandaki ilk kazılar Türk müzecilerden Osman Hamdi Bey tarafından 1891-1892 yıllarında yapılmış ve bulunan eserler İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne götürülmüştü.

Bu Haberi Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.