GERARD TER BORCH “BABA ÖĞÜDÜ” (THE GALLANT CONVERSATİON, KNOWN AS “THE PATERNAL ADMONİTİON”) TABLOSU
Kasım 02, 2024
Gerard Ter Borch “The Gallant Conversation” Rijksmuseum, Amsterdam,1654

Tabloda İlk Bakışta Görülenler? Gerard Ter Borch’un Amsterdam Rijksmuseum’da yer alan ve 1654 tarihli bu tablosunun, ilk olarak ön ikonografik betimlemesini yaptığımızda karşımıza, samimi bir ailenin olduğu iç mekan resmi çıkmaktadır. Sahnede üç kişi ve aynı zamanda bir köpek yer almakta, bir adam yanında ilk bakışta eşi gibi gözüken kadınla sandalyede otururken, genç kız ise seyirciye sırtı dönük şekilde ayakta durmaktadır. Bu yapılan betimlemenin ardından sahnenin bir babanın kızına öğüt verirken bir anını yansıttığı anlaşılmaktadır. Bu tablonun adı J.G. Wille tarafından 1765’te yapılmış gravür versiyonundan gelmektedir. Bu şekilde bir adlandırma yapılması, tablonun bir süre boyunca aile yaşantısını yansıtan bir iç mekan resmi olarak algılanmasına yol açmıştır. Tablonun bir başka versiyonu da Berlin’de bulunmaktadır. Alman yazar Goethe’nin tablo hakkındaki görüşleri de resmin yanlış yorumlanması katkıda bulunmuştur. Bir babanın kızına nasihat ettiğini ve annenin ise mahcup bir şekilde sessiz halde aşağı baktığını aktarmıştır. Görünenin Ardındaki Görünmeyen Mesaj? 20.yüzyıla gelindiğinde sanat tarihçileri, bu resmin aslında bir öğüt sahnesi değil bir müşteri, hizmetçi ve fahişe üçgeninden oluşan genelev sahnesi olabileceğini ileri sürmüşlerdir. Bu fikirlerin oluşmasında ise resmin bir kopyasının temizliği sırasında, sandalyesinde oturan adamın elinde bir madeni para olduğu ortaya çıkmıştır. Madeni paranın bir aile sahnesine tezat oluşturduğu düşünülmüş ve resmin anlamının farklı olabileceği fikrine kapılmışlardır. Tekrar tablo incelendiğinde bir yatak odasında pazarlık yapıldığı anlaşılmaktadır. Resme derinlemesine baktığımızda ışığın karanlık ortamda belli yüzeylerde daha parlak şekilde vurgulandığı görülür. Masanın üzerine vuran ışıkla beraber bir ayna, kibri temsil eden taraklar ve eriyip giden bir mum göze çarpmaktadır. Mum hem alevlenen aşkı, şehveti aynı zamanda zamanın hızla akıp gittiğini temsil etmektedir. Bu oluşturulan objeler dünyasal zevklerden uzak durulması gerektiğini ve hayatın hızla akıp gittiği mesajını veriyor olmalıdır. Bu objelere ek olarak bir köpek de resme dahil edilmiştir. Köpek sembolik olarak Hollanda iç mekan tablolarında sıkça kullanılmış sadakatle ilgili mesaj verilmek istendiğinde sahnelere yerleştirilmiştir. Fakat burada köpeğin arkasının figürlere dönük olması aynı zamanda da pis ve bakımsız olması buranın genelev olduğunu destekler niteliktedir. Renk kullanımına bakıldığında ise kırmızı, beyaz ve siyahın baskın olarak kullanılmıştır. Kırmızı rengin dünyevi aşkı ve şehveti temsil ettiği düşünülürse yatağın, masanın ve sandalyenin de kırmızı renkte olması bir geneleve gönderme yapıldığı anlamını güçlendirir. Beyaz aydınlığı siyah renk ise karanlığı sembolize ederken siyah renk aynı zamanda günahında temsilidir. Burada karanlık ve aydınlığın yani iki farklı dünyanın çarpışmasını görmekteyiz. Bazı uzmanlar bu sahneyi, aslında kıza talip olmaya gelen bir subayın anneyle ve kızıyla görüşmesi olarak da yorumlamışlardır. Madeni paranın da diğer versiyonlarında yer almaması gerçekten olup olmadığı hakkında bir belirsizlik yaratmaktadır. Ama şu var ki sanat camiası bu tablonun bir aile sahnesinden çok bir genelev sahnesi olması konusunda bir araya gelmiş görünüyorlar. Aslında tabloyu tek başına ele almaktan çok o günün Hollanda’sına ve sanat anlayışına da bakarak yorumlamak ve incelemek gerekmektedir. Dönemin Hollanda’sı ve Sanat Ortamı?

80 yıl savaşlarının ardından bağımsızlığa kavuşan Hollanda’da da insanlar, ticaretin de gelişmesiyle beraber ekonomik olarak ferahlamıştır. Güvenliği sağlayan, loncalarla ticaret ilişkisini düzenleyen, dolayısı ile aynı zamanda çok sayıda liman ile birlikte zenginleşen bir Hollanda ve güçlü bir burjuvazi söz konusudur. Bu burjuvazi kentlerde hem ticareti yönetmekte hem de kentin güvenliğini sağlayan birlikler oluşturmaktadır. Bu burjuvazi, her bir farklı zengin grup kendine özgü siparişler istemektedir. Toprak sahipleri, kara manzaralarını talep ederken denizciler ise deniz manzaralarını sipariş vermektedir. Ayrıca çiçek tüccarları da ölü doğa resimlerini istemeye başlamaktadır. Sonuç olarak 17.yüzyıl başlarken bir janr, tür ressamlığı ortaya çıkmış ve ressamlar konu uzmanı haline gelmiştir. Bu dönemde Kalvenizm ve Protestanlığın yaygınlaşması sanata bakışı tamamen değiştirmiştir. Dini resimler yerine daha çok gündelik yaşam, manzara, taverna, portre, genelev sahneleri zengin tüccarlar tarafından sipariş usulü ile gelişmeye başlamıştır. Bu zengin kesimin bolluk, bereket ve zevk içerisinde yaşaması, bu tablolarda bir ahlaki mesajı sembolik olarak, görünenin arkasındaki mesaj olarak vermeye başlamışlardır. Bu dönemin birçok ressamı anlattığımız tablodaki gibi elementleri tablolarında kullanmışlar bazıları mesajı gizlemek yerine doğrudan izleyicinin gözleri önüne koymuştur. Bu çerçeveden bakıldığında tüm bu argümanları ele aldığımızda “Baba Öğüdü” tablosunun, ikonografik bağlamda bir genelev sahnesi olabileceği daha yatkın bir fikirdir.

Gerard Ter Borch “The Paternal Admonition” Art Museum, Berlin, 1654-1655
Johann Georg Wille “Paternal İnstruction” gravürü, 1765

Kaynakça -Wheelock, Arthur K., Jr., Gerard ter Borch, New York: National Gallery of Art, Washington American Federation of Arts, 2004. -Goethe, Johann Wolfgang, Elective Affinities, Penguin Classics, 1978. -Tükel, Uşun, Resmin Dili, İkonografiden Gösterge Bilime, İstanbul: Homer Yayınları, 2005.

-Kazancı, Tülay, “Işıksız Fener: 17.Yüzyıl Hollanda Resminde Fahişe Betimleri”, Sanat Tarihi Yıllığı, 0/17 (2011): 49-68.

-Kazancı, Fikriye Tülay, “Görünenin Ötesinde: 17.Yüzyıl Hollanda Resminde Görsel Zekâ ve Oyunlar”, Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2018.

-Yücel, Melisa Melek Ezgi, “17.Yüzyıl Hollanda Resminde Sembol Kullanımı”,Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul 2007.

Bu Haberi Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.