Büyü ve sihir insanlık tarihi boyunca hiç şüphesiz insan hayatında mühim bir yere sahip. Salgın hastalıklardan korunmak için yapılan tılsımlar, sevilmeyen insanlara zarar vermek için yapılan büyüler, daha fazla mala sahip olmak için yapılan büyü anlaşmaları ve daha niceleri. Büyü etik ahlâka ve dini yasalara göre düzen bozan eylemdir. Bunları yapan ve yaptıran insanlar kötü insanlar olarak sınıflandırılmıştır. Bunlara karşın büyüye tapan insanlar da vardır. Cadılık tüm bunların merkezinde, özellikle Batı Dünyasının en büyük problemlerinden olmuştur. Yaklaşık olarak yüz bin dava ve altmış bine yakın öldürülmüş insan…
CADI NEDİR?
Etimolojik olarak bakacak olursak “cadı” kelimesi dilimize Farsçadan (Cadu) geçmiş, Sanskritçe “büyücü, kötü ruh” anlamına gelen “Yatu” kelimesinden türemiştir. Batı Dünyasındaki isim ise Erken Cermencede “bilgilerin zanaatı” anlamına gelen “Wicca” kelimesinden türemiştir.
Eski çağlarda ot kaynatıp şifa veren kadınlara cadı denmesine karşın cadılığın tarihçesi çok daha eskiye, insanlığın yaratılışına dayanır. Musevi mitlerine göre ilk cadı Lilith olarak kabul edilir. Lilith, Âdem’in eşidir ve onunla eşittir. Havva gibi o’nun kaburgasından değil, aynı mayadan yaratılmıştır. Cennet bahçelerinde diğer tüm varlıklara emredildiği gibi Lilith’e de Âdem’e diz çökmesi emredilmiştir fakat Lilith, Âdemle eşit olduğunu söyleyerek diz çökmeyi reddetmiştir. Ardından Cennetten kovulan Lilith, Dünya’ya sürgün edilmiş ve burada kendisi gibi sürgün halde bulunan Samael isimli melekle birlikte olmuştur. Bu olaydan sonra Lilith “Gece’nin Kraliçesi” olarak anılmaya başlanmıştır. Betimlendiği resimlerde ya da kabartmalarda o’nu gece hayvanlarıyla beraber sanata aktarmışlardır. Cennette ise Havva, Şeytanla işbirliği yapıp insanoğlunun dünyaya sürgün edilmesine sebep olmuştur.
Lilith’in gece hayvanlarıyla beraber betimlendiği bir kabartma, Londra British Museum.
Cadı olarak tanımlanan kadınlar genel olarak toplum normlarına uygun hareket etmeyen kadınlardı. Yeniçağ başlarında yaşanan bu cadılık olaylarında avlanan ya da yargılanan kadınlar genel olarak geceleri çocukları yataklarından kaçırıp kanını içen, dul, doktor, şifacı, cinselliğini özgür yaşayan, bundan dolayı da erkekleri baştan çıkartabilecek kadınlar olarak tasvir edilir. Toplum normlarının aksine bir kadın figürü çizilmektedir. Çünkü Ortaçağ ve Yeniçağ zihniyeti henüz daha başarılı ve özgür kadınları kabullenebilmiş değildi. Musevi mitlerindeki Havva’nın Şeytanla olan işbirliği yüzünden yalnız kadınları Şeytanla işbirliği yapan ve Hristiyanlığa düşmanlığa sevk eden müşrikler ve kâfirler olarak görmekteydi Avrupalı toplumlar.
CADI AVI
Cadı avı her ne kadar Ortaçağ ile ilişkilendirilse de 1450 ile 1750 ama çoğunluk olarak 1500-1700 yılları arasında yaşanmıştır. Kimilerine göre cadı avlarının başlaması Rönesans ile ortaya çıkmıştır. Rönesans süreciyle kırılan kilise baskısı insanların dinlerini özgürce yorumlamasına sebep oldu. Bu ne kadar iyi bir durum da olsa Alman Dominikan Rahiplerinden Heinrich Kramer ve Jacob Sprenger tarafından kaleme alınan Malleus Maleficarum isimli kitap, Cadı Avını başlatan öge olarak bilinmektedir. Bu kitapta cadıların nasıl kişiler oldukları ve nasıl anlaşılacakları anlatılmaktadır.
Baden’de üç cadının yakılmasını tasvir eden resim, Johan Jacob Wick.
Cadı Avı kapsamında Avrupa’da mahkemelerce yaklaşık kırk bin insanın öldürüldüğü tahmin ediliyor. Bu mahkemelerin işleyiş sistemi kanıtlama üzerine kuruluydu. Şikâyet eden kişi suçu kanıtlayamazsa ya da mahkeme kişinin cadı olduğunu ortaya çıkartamazsa suçlayan kişi öldürülüyordu. Bu mahkemelerin en ünlü kanıtlamacı deneyleri ise Cadı Pastası ve taşa bağlamaydı. Cadı Pastası; cadının büyülediğine inanılan bir kişinin idrarı ile un karıştırarak yapılan ekmektir. Bu ekmek daha sonradan bir köpeğe yedirilir ve köpek de büyülenen kişiyle aynı davranışları gösterirse kişinin cadı olduğu hükmü verilirdi. Taşa bağlama olayı ise; cadı olduğuna inanılan kişi taşa bağlanır ve suya bırakılır, eğer kişi batmazsa cadı olduğuna kanaat getirilirdi.
Bu kanıtlamacı mahkeme sistemi Engizisyon Mahkemeleri kurulduktan sonra ortadan kaldırıldı. Engizisyon Mahkemeleri sorgulama tekniği üzerine giden türde mahkemelerdi. Kişi sorgulanır ve reddederse işkenceye başvurulurdu. Filistin askısı, İspanyol eşeği, tırnak çekme ve daha nice işkence yöntemleriyle insanlar sorgulanır ve suçları kabul ettirilmeye çalışılırdı. İnsanlar bu işkencelere dayanamayıp erkenden ölmek istediklerinden mecburen suçlarını kabul etmek durumunda kalırdı. Ne var ki Engizisyon Mahkemeleri, Katoliklere özgü mahkemelerdi. Katolik ülkelerde bu sebeplere öldürülen insan sayısı bir hayli az. Ölümlerin neredeyse tamamı Protestan ülkelerde yaşanmıştı ve başı Almanya çekiyordu.
Cadı olduğuna inanılan bir kadının ölümünü tasvir eden çizim.
Cadı avlarının yaşandığı dönemde Avrupa ülkeleri aynı zamanda Yeni Dünya’da kolonilerini hızlı bir şekilde kurmuş ve geliştirmişti. Bu cadı avı olayları elbette Yeni Dünyaya da taşınmıştı. Özellikle Amerika’nın New England bölgesinde çokça cadı avı yaşanmasına karşın Amerika’da asıl ses getiren Cadı Avı olayları Salem Cadı Mahkemeleridir.
SALEM CADI MAHKEMELERİ
Salem Cadı Mahkemeleri sadece Salem’de değil Massachusetts’e bağlı taşralarda yaşanmıştır. Salem, Ipswich ve Andover’de kurulan mahkemelerin Salem Olayları olarak anılmasının nedeni önceki mahkemelere çıkarılan 26 kişinin suçlu bulunması ve idama mahkûm edilmesidir.
Olaylar Salem Papazı Samuel Parris’in kızı ve yeğeninin garip davranışlar sergilemesiyle 1692 yılında soruşturulmaya başlandı. Kızlar garip sesler çıkartıyor, etrafa saldırıyor ve bir insanın kendini sokamayacağı şekillere bürünüyordu. Bu olaylar kasabanın farklı bölgelerinde farklı insanlarda da görülmeye başladı. Bu olaylar mahkemelerin kurulmasına ve davaların görülmesine kadar gitti. Olaylar o kadar ciddiye alındı ki bir kadının 4 yaşındaki kızı bile şahit olarak ifade vermiş ve görgü tanığı olduğu gerekçesiyle ifadesinin doğruluğuna kanaat getirilmişti. Daha sonrasında bu davranışlara çavdar mahmuzu denilen bir parazitin neden olduğu ortaya çıkmıştır. Bu parazit çavdarın bir parçası olarak görülmüş olsa da daha sonraları bir mantar olduğu anlaşılmıştır. Daha çok çavdarda görülse de diğer tahıl ürünlerinde de varlığına rastlanmıştır.
Salem Papazının kızı ve yeğeninin idam edilmesini betimleyen resim.
Amerika’da yaşanan bu olaylar sırasında 150’den fazla insan tutuklanmış ve işkence görmüş, 29 kişi de idam edilmiştir. Bu 29 kişinin 26 tanesi Salem’de görülen Oyer ve Terminer duruşmalarında idama mahkûm edilmiştir.
Ressam Joseph E. Baker tarafından 1892 yılında yapılan Salem Cadı Mahkemelerini betimleyen resim.
CADILAR BAYRAMI
Cadılar Bayramı’nın kökeni Keltlere dayanmaktaır. Keltler, Samhain Festivali dolayısıyla 1 Kasımı yazın bitişi kışın başlangıcı olarak kabul eder ve bu dönemde ölmüş yakınlarının evlerini ziyaret ettiğini düşünürdü. İnsanlar kötü ruhları uzak tutmak için büyük ateşler yakar ve ruhlara tanınmamak için çeşitli maskeler takardı. Bundan dolayı Samhain festivali zamanla cadılarla ve goblinlerle özdeşleşmeye başladı. Romalılar, Britanya fetihleri kapsamında Kelt topraklarını fethettikten sonra kendi hasat festivalleriyle Samhain festivalini birleştirdiler. 7. Yüzyılda Papa IV. Boniface 13 Mayısta kutlanan Azizler Günü’nü pagan bayramlarının yerini alması için 1 Kasıma çekti. Ardından bu festivale Halloween ismini verdiler ve kutlamaya başladılar. Avrupa’daki Reform hareketleri sırasında Protestan kesimler bu bayramı kutlamayı bıraktı ve bu özel gün yalnızca Britanya’da kutlanmaya devam etti. Britanya’dan Yeni Dünya’ya göç eden insanlar da bunu kutluyordu fakat bir süreliğine Amerika’daki diğer bayramlar gibi yasaklandı. Fakat sonradan Amerika’ya göç eden İrlandalılar ve İngilizler bu bayramı tekrardan kutlamaya başladılar ve Cadılar Bayramı Amerika’nın en gözde çocuk bayramı haline geldi.
Cadılar Bayramı’nın kelime kökeni ise All Hallow’s Eve’nin kısaltılmasıyla ortaya çıkmıştır. Bazı kesimler ise bu cümlenin All Saint’s Eve olduğunu ileri sürmektedir.
Günümüzde kutlaması yapılan bir Samhein kutlaması.
KAYNAKÇA
Güler, F. B. (2020). Kadınlar ve Cadılar. Tarih Kritik Dergisi, 6 (2) , 156-158. Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/tarihkritik/issue/53642/716216
Denizarslanı, Y. (2019). Revisiting Americanus Novus: Anglicization Crisis and Salem Witch Trials in Seventeenth Century New England. Tarih İncelemeleri Dergisi, 34 (2) , 507-536. DOI: 10.18513/egetid.661588
Batu, Pelin. “Efsane ve Gerçekleriyle Cadılık Tarihi”. Bunu Bilin İstedim 28. Erişim: 29 Aralık 2021. https://www.youtube.com/watch?v=kCeV6HRPKO0
Gürkan, Emrah Safa. “Cadılar ve Cazular –Halloween Özel-”. Olmaz Öyle Saçma Tarih! 16. Erişim: 29 Aralık 2021. https://www.youtube.com/watch?v=UCK32UFq1oA
Oğuzhan, Zeynep. (2018. 31 Ekim). Cadılar Bayramı Tarihçesi. Erişim Tarihi: 02 Ocak 2022, https://arkeofili.com/cadilar-bayrami-tarihcesi/