”Renk, kim olduğumuzun ve neyin iyi hissettirdiğinin çok önemli bir yansımasıdır.”
Kelly Wearstler
Renk nedir? Hayatımızda ne önemi var? Günlük yaşantımızdan asırlık geleneklerimize kadar bizi ne ölçüde etkiler?
Basit tanımıyla renk, ışığın bir yüzeyden yansıması sonucu gözde oluşturduğu duyumdur. Işıkla hayat bulan her renk farklı çağrışımlar yaparak duygularımızla iletişime girer ve kültüre bağlı olarak farklı anlamlar içerir. Kültür öğelerimiz olan kıyafetlerimizle, yapılarımızla ve hatta dinimiz ve dilimizle birleşmiştir. Örneğin mavi renk deniz ve gökyüzünden olsa gerek tüm kültürlerin içinde popüler bir renktir. Ancak mavi renk Kore’de yas anlamı taşırken ABD’de bağımlılık, güven ve oterite anlamı taşır. Yeşil renk İsrail’de kötü haber, Suudi Arabistan’da prestij ve zenginlik demektir. Sarı, Japonya’da cesaret ve hayat, Polonya’da kraliyet rengidir. Kırmızı Çin’de iyi şans ve mutluluk, Güney Afrika’da ise yas rengidir. Beyaz renk Asya’da ve Tatar Türklerinde yas, Hindistan da ise aşırı mutluluk anlamındadır. Ayrıca Slavlarda da yas belirtisi beyaz renkli kıyafetlerdir. Siyah renk çoğu kültürde ölüm, kötülük, keder, yas, uğursuzluk gibi büyük oranda negatif hisler uyandırır.
Türkler tarihlerinin en eski dönemlerinden itibaren beş rengi esas almıştır. Kıyafetler ve motiflerden yönlere kadar bu renkleri kullanırlar. Merkez sarı, Batı beyaz, Doğu mavi, Güney kırmızı, Kuzey ise binlerce yıldır siyah renk ile temsil edilir. Karadeniz Türkiye’nin kuzeyinde olduğundan bu ismi almıştır. Aynı şekilde kara yel kuzeyden esen soğuk rüzgarı belirtir. Ancak siyah renk tamamen negatif hislerle iletişimde değildir. Osmanlı’da güzelliği tamamlayıcı bir unsur olarak görünür. Kara kaşlı kara gözlü kadınlar türkülere konu olmuştur. Siyah renkli kıyafetler asaleti ve resmiyeti simgeler.
Sanatçılar ve tasarımcılar için renk önemli bir araçtır. Tasarımın asıl amacı yaşamı kolaylaştırmaktır. Bunun içinde psikolojik refah da vardır. Günümüzde ömrümüzün yaklaşık %70’inin iç mekanlarda geçtiğini düşünürsek iç mekanda renk algısı daha da önemli hale geliyor. Çevremizi algılarken deneyimlerimiz de bizi etkiler. Renk aynı zamanda malzemenin karakterini ifade eder. Kiremit çatı denildiğinde kırmızı, ahşap sehpa denildiğinde ise kahverengi akla ilk gelen renklerdir. Yani aslında mimaride renk ve dokunun ayrılmaz bir bütün olduğu söylenebilir. Doğal ahşap gibi malzemelerle yeşil kullanımı yatak odasında huzurlu bir etki yaratacaktır. Doğru kullanıldığında renk, bir mekanın karakterini ve uyandırması istenen hisleri ifade edebilir. Renkleri üç grupta inceleyebiliriz;
- Nötr renkler- Siyah, beyaz ve grinin tonları. Genelde denge için kullanılır.
- Aktif renkler- Parlak, zihni harekete geçiren, dikkat çekici, güçlü ve dinamik renklerdir.
- Pasif renkler- Aktif renklere göre ton olarak düşük, sakinlik, konstrasyon, huzur gibi etkiler sağlar.
Ayrıca mat-donuk renkler mekan kullanıcısında daha ağırbaşlı ve dingin bir etki bırakır.
Örneklerle inceleyelim.
Suşi restoranında tasarımcı iştah açıcı bir renk olan kırmızı ile mekanda heyecan uyandırmış ve siyahla dengelemiştir.
Sağlıklı fast food ürünleri sunan bir mekan için doğanın rengi olan yeşil, zeminde kullanılmış. Ahşap mobilyalar sıcak bir etki yaratırken beyaz tuğla ile denge sağlanmıştır.
Tasarımcı, bu ilkokulu tasarlarken sarı ve mavi renk ile uyarıcı ve dinamik bir etki yakalamış. Amaç, çocukların güçlü kimliğiyle içeri girmelerini sağlamak.
Bu müzede ziyaretçilerin sergilenen objelere daha kolay odaklanmasını sağlamak için mekanda tek renk kullanılmış ve beyaz aydınlatma ile sirkülasyon sağlanmıştır.
Burada kırmızı renk, formla uyumlu olarak dikkat çekici bir etkiyle girişi davetkar kılmış.
Bu ofis tasarımında yeşil renk hem mekanı bir kot farkı olmadan ayırmış hem de çalışma alanına beyaz ile ferah bir etki kazandırmıştır.
Yazımın sonuna şunu da eklemek istiyorum. Tasarımda estetik için hiçbir zaman kesin kurallar yoktur. Rengin mekanda oluşturduğu hissiyat farklı yollarla iletilebilir. Yeni akımlar korkusuz zihinlerden çıkar. Renklerden korkmayın ve size nasıl doğru geliyorsa öyle kullanın.