Empire State Binası’nın Rekor Sürede İnşa Edilişinin Sıra Dışı Hikayesi
Kasım 09, 2024

Dünyanın en ünlü yapılarından biri olarak Empire State Binası, her yıl yaklaşık 2,5 milyon ziyaretçiyi kendine çekiyor ve 1920’lerin New York’unda gelişen Art Deco mimarisinin bir başyapıtı olarak parıldamaya devam ediyor. 1931’de tamamlandığında 1.250 feet (yaklaşık 381 metre) yüksekliğinde olan bu devasa yapı, 1965 yılında Alford Anteni eklendikten sonra 1.454 feet’e kadar yükselerek 1970’lerdeki Dünya Ticaret Merkezi inşa edilene kadar dünyanın en yüksek gökdeleni unvanını korudu.

Empire State Binası’nı “dünyanın sekizinci harikası” yapan sadece yüksekliği değildi; bu bina, tozlu bir arsa üzerinde inşa edilmeye başlandığı tarihten yalnızca bir yıl 45 gün sonra gökyüzüne ulaşarak inanılmaz bir hızla tamamlandı. Bina, eski ABD Başkan adayı Al Smith ile General Motors ve DuPont CFO’su John J. Raskob’un 1928’deki başarısız başkanlık kampanyasının ardından ortaya çıkan bir emlak projesi olarak doğdu.

Emlak Hayali: Empire State Binası’nın Doğuşu

Raskob ve Smith, New York’un yükselen emlak piyasasına adım atarak 33. ve 34. caddeler arasında kalan geniş bir araziye göz diktiler. O dönemde New York’un en prestijli otellerinden olan Waldorf-Astoria, Alkol Yasağı’nın etkisiyle gelir kaybediyordu ve bu alanı devralmak büyük bir fırsat olarak görüldü. 1929 yılında kurulan Empire State Corporation, Smith’in başkanlığında projeyi başlattı ve 16-17 milyon dolar arası bir bedelle araziyi satın aldı.

65 Kattan 80 Kata: Yapının Yükselişi

Başlangıçta 65 kat olarak planlanan bina, Smith ve Raskob’un daha büyük bir yapı hayali ile 80 kat ve 1.000 feet yüksekliğe çıkarıldı. Ancak, bu büyüklük bile Chrysler Binası’nın yapım aşamasındaki spire (sivri uç) ile 1.048 feet’e ulaşacağını öğrendiklerinde yeterli görülmedi. Sonuç olarak, projeye beş kat daha eklendi ve bina, 85 katla 1.250 feet yüksekliğe ulaştı. Ayrıca, gökdelenin en tepesine bir zeplin bağlama noktası eklenerek rakiplerine karşı fark yaratılması hedeflendi.

Zorlu Bir Yıkım ve Hızlı İnşaat

Waldorf-Astoria otelinin yıkımı, beklenenden zor ve pahalı oldu. Kalın duvarları ve dayanıklı yapısıyla tahmin edilen süreden daha uzun sürdü. Ardından, bina temeli için 40 feet derinlikte kazı yapılırken yeraltı su akıntılarıyla karşılaşıldı; bu durum, temelin korunması için özel çatı çözümleri gerektirdi.

Bina inşaatı ise hız ve verimliliğiyle adeta tarihe geçti. Mart 1930’da temel kolonların yerleştirilmesinden itibaren çelik kolonlar kat kat hızla yükseldi ve haftada ortalama 4,5 kat tamamlanarak inanılmaz bir hızla ilerledi. 3.000’den fazla işçinin çalıştığı inşaat sahasında, inşaat malzemeleri adeta bir montaj hattı düzeninde ilerliyordu.

Smith’in Etkisi ve İnovatif Çözümler

Smith, projenin ilerlemesi için siyasi bağlantılarını kullanarak New York bina yönetmeliklerinde iki önemli değişiklik sağladı: Çeliğin taşıma kapasitesi artırıldı ve asansörlerin hız limiti 1.200 feet’e çıkarıldı. Bu yenilikler, inşaatın hızla ilerlemesini sağladı. Asansörler 80. kata 60 saniyede ulaşacak kadar hızlı hale getirildi ve bina 1931’de planlanandan önce tamamlanarak Mayıs ayında açıldı.

Krizin Gölgesinde Açılış: “Empty State Building”

Bina açıldıktan sonra, Büyük Buhran’ın etkisiyle üst katlardaki ofislerin kiralanması zorlu geçti ve bina uzun süre “Empty State Building” olarak anıldı. Ancak 86. kattaki gözlem terası kısa sürede popüler hale geldi ve 17.000’den fazla ziyaretçi çekti. Kiralanamayan üst katlarda ışıklar açılarak dolu görünmesi sağlanmaya çalışılsa da, ticari başarıya ulaşması İkinci Dünya Savaşı sonrası ekonomik canlanmayı beklemek zorunda kaldı.

Empire State Binası, New York’un ikonik siluetinde bir başyapıt olarak öne çıkarken, inşa sürecindeki hız ve yeniliklerle modern mimarinin simgesi haline geldi.

Bu Haberi Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.