Özbekistan’ın dağlarında, İpek Yolu’nun derin tarihine ışık tutan, gerçekten heyecan verici bir keşif yapıldı! Washington Üniversitesi’nden bilim insanları, İHA tabanlı lidar teknolojisi kullanarak Ortaçağ’dan kalma iki büyük şehir olan Tashbulak ve Tugunbulak’ı detaylı bir şekilde haritalamayı başardı. Bu antik şehirler, yaklaşık 2 bin metre yükseklikte konumlanmış ve Orta Asya’nın önemli ticaret merkezlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle Tugunbulak, 120 hektarlık devasa alanıyla dikkat çekiyor ve dönemin en büyük yerleşimlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Bu keşif, İpek Yolu’nun tarihini yeniden yazacak öneme sahip. Tugunbulak’taki kalıntılardan anlaşıldığı üzere, şehir surlarla çevrili ve stratejik bir ticaret merkezi olmasının yanı sıra sanayi faaliyetleri açısından da önemli bir rol oynuyordu. Arkeolog Michael Frachetti liderliğindeki ekip, bu şehirde üç metre kalınlığında toprak duvarlarla çevrili büyük bir yapının yerel demir ustaları tarafından çelik üretiminde kullanılan bir fabrika olabileceğini öne sürüyor. Çelik üretimi, dönemin ekonomik gücünü ve teknolojik gelişimini gösteren önemli bir işaret. Bu da Tugunbulak’ın sadece bir ticaret merkezi değil, aynı zamanda bölgenin sanayi ve üretim üssü olduğunu düşündürüyor.
Peki, bu şehirler İpek Yolu’nun ticaretine nasıl katkıda bulundu? Dönemin ticaret yolları üzerindeki bu merkezlerde sadece değerli madenler değil, hayvanlar, kumaşlar ve diğer birçok kaynak da el değiştirmiş. Frachetti, “Bu merkezler, İpek Yolu’nun kalbinde bulunuyordu ve farklı toplumları birbirine bağlayan stratejik birer etkileşim noktasıydı,” diyor. Bu şehirlerdeki ticaret, hem yerel ekonomiyi canlandırmış hem de İpek Yolu boyunca kültürel bir alışverişe zemin hazırlamış.
İlk bakışta, bu dağlık bölgede böyle gelişmiş bir şehrin bulunması ilginç gelebilir; ancak İpek Yolu üzerindeki bu tür yerleşimler, dağların geçit vermeyen yapısı sayesinde dış tehditlerden korunmuş ve stratejik olarak önemli bir konumda olmuş. Yani bu şehirler, hem ticari bir durak noktası hem de güvenli bir liman görevi görmüş. Yapılan kazılar ve lidar taramaları ile şehirlerin meydanları, yolları ve yerleşim alanları gözler önüne serilirken, burada yaşayan insanların günlük hayatı hakkında da birçok ipucu elde edilmiş durumda.
Bu keşfin ardından, gelecekte yapılacak çalışmalarla bu şehirlerin İpek Yolu üzerindeki rolü daha da netleşebilir. Orta Asya’nın kadim tarihine ve İpek Yolu’nun bilinmeyen yönlerine ışık tutan bu buluş, arkeoloji ve tarih açısından heyecan verici bir başlangıç.