Öncü Bir Eser: Garibname standı Süleymaniye’de açıldı

Anadolu’da Türk lisanının en eski yapıtlarından olan ve tesiri bugüne kadar devam eden Garibname’nin 19 el yazma nüshası ile Aşık Paşa’nın başka yapıtlarının yer aldığı stant kapsamında “Aşık Paşa ve Öncü Yapıtı Garibname” paneli düzenlendi.

Eserin müellifi, mutasavvıf ve şair Aşık Paşa ile yapıtlarının konuşulduğu aktifliği TYEK Lideri Dr. Coşkun Yılmaz yönetti.

Aşık Paşa’nın periyot tarihiyle ele alınması gerektiğini belirten Yılmaz, “İnsanı insan yapan ailesi, mahallesi, sokağı, okulu, tekkesi, mescidi, arkadaşları, ilçesi, kenti, devleti, toplumu, devri ve dünyasıdır. Bir insanı kendi dünyası içerisinde ele almadığımız sürece hem onu benimsemek hem de onunla bağ kurmak çok zordur.” dedi.

“AŞIK PAŞA GEÇMİŞİ SÜZDÜĞÜ ÜZERE GELECEĞE DE İLETİLER GÖNDERİR”

Prof. Dr. Kemal Yavuz, Garibname ile ilgili yıllar içinde pek çok çalışma yapıldığını belirterek, “Garibname hakikaten üzerinde çalışılması gereken bir eser. Bizim bütün toplumsal hayatımız onda akar. Aşık Paşa geçmişi süzdüğü üzere geleceğe de iletiler gönderir.” diye konuştu.

Her edebiyat yapıtının birbirinden etkilenebildiğine işaret eden Yavuz, “Aşık Paşa, Türk edebiyatının saf, pak hiç bir taraftan etki almayan, İslami düsturlar içinde yapıtlarını yazan bir şahsiyet olarak karşımıza çıkar.” tabirini kullandı.

Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal da Aşık Paşa’nın yapıtları, biyografisi ve Garibname’nin nüshalarıyla ilgili bilgi verdi.

Paşa sözünün Kubbealtı Lugatı’nda “Anadolu Selçuklularında ve Osmanlı Devleti’nin birinci periyotlarında savaşçılara ve dini niteliği olan kimselere hürmet için verilen gayriresmi unvan.” olarak yer aldığını belirten Köksal, bu unvanın Aşık Paşa’ya pek uygun olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Mustafa Sinan Kaçalin ise Garibname’den ve çeşitli kaynaklardan kısımlar ve kıssalar okuyarak, Aşık Paşa’nın yapıtlarının dünyanın pek çok yerindeki yapıtlara katkılarını anlattı.

Konuşmaların ve Kur’an-ı Kerim tilavetinin akabinde, Aşık Paşa için okunan hatm-i şerifin duası yapıldı. İştirakçiler daha sonra Aşık Paşa’nın el yazması yapıtlarının yer aldığı sergiyi gezerek yapıtları inceledi.

AŞIK PAŞA HAKKINDA

Kırşehir’de 1272’de dünyaya gelen, asıl ismi Ali, mahlası Aşık olan Aşık Paşa, evvel Süleyman-ı Kırşehri’den, daha sonra İlyas Paşa’nın halifelerinden Pir Osman’dan ders aldı.

Baba İlyas-ı Horasani, Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Yunus Emre’den etkilenen mutasavvıf ve şair Aşık Paşa, Yazıcızade Mehmed Bican, Kaygusuz Abdal, Süleyman Çelebi, Elvan Çelebi, Eşrefoğlu Rumi, Baki ve Pir Galib’i de etkiledi.

“Garibname”, “Fakrname”, “Vasf-ı Hal”, “Hikaye”, “Kimya Risaesi” ve “Risale fî beyani’s-sema” isimli yapıtları bulunan Aşık Paşa’nın Garibname’de yer alan gazellerinin dışında, nazire mecmualarında rastlanan, 67 şiiri çeşitli tarihlerde yayımlandı. Fikri, edebi, tasavvufi ve kültür hayatının öncü şahsiyetleri ortasında görülen Aşık Paşa’nın Garibname’si Türkçenin kıymetli yapıtlarından olup, sade lisanıyla yazılış gayesi doğrultusunda asırlarca çok geniş bir okuyucu kitlesine hitap etti.