Her Türk’ün bilmesi gereken bir olay…
Yıl 1969…
İkinci Dünya Savaşı sona ermiş fakat iki güçlü ülke arasındaki Soğuk Savaş devam etmekteydi.
İnsanlık tarihi için atılan en büyük adımın sahibi Neil Armstrong ve onunla birlikte Ay’a ayak basmış Apollo 11 mürettebatı, uzay görevini başarıyla tamamlamış ve dünyaya dönüş yapmıştı. Mürettebatın dönüşü, tüm dünya medyasında gündem oluşturduğu gibi astronotlara da büyük bir şöhret sağlamıştı.
(Apollo 11 Uzay Aracı Kalkış Yaparken)
Ekibe karşı olan bu büyük ilgiyi fırsata çeviren Amerika Birleşik Devletleri, soğuk savaşın kazanının kendisi olduğunu bildirmek üzere bu başarıyı sadece ABD’nin ya da NASA’nın değil, tüm dünya halklarının ortak başarısı olarak piyasaya sürmüş ve tüm dünya halklarının ABD’nin bu galibiyetini kutlamasını amaçlamıştı. Bu gerekçe ile, Ay’a giderek soğuk savaşın kahramanları haline gelen Apollo 11 ekibi Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins Amerika Birleşik Devletleri’nin özel temsilcisi olarak bir dünya turuna çıkarıldılar. Bu dünya turu esnasında uzay ekibinin Türkiye’ye gelmesi de planlanmış, ilk durak durak İstanbul olarak öngörülürken ekibin özel isteği üzerine rota değiştirilerek Türkiye’nin genç başkenti Ankara’ya çevrilmişti. 20 Temmuz 1969 tarihinde dünya üzerinde yapılmamış bir olayı yapan insanların İstanbul varken özellikle Ankara’ya gitmek istemesi ise ülkemizde başka bir tartışma konusu yaratmıştı.
(Apollo 11 ekibi Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins Anıtkabir’de)
Apollo 11 mürettebatı, 20 Ekim 1969 tarihinde dönemin ABD Başkanı Richard Nixon’ın özel uçağı ile Ankara’ya geldiler. Mürettebat Ankara’da özel bir törenle karşılandı. Türk halkı yoğun sevinç gösterileri arasında astronotlara büyük ilgi gösterdi. Ekip Ankara’ya indiğinde rota değişikliğinin sebebi anlaşılmıştı. Zira ekip ısrarla Anıtkabir’e gitmek istiyordu. Başta herkes onların bu isteğinin Atatürk’ün 1930’lu yıllarda söylediği “Çok değil yüz yıla kalmaz insanoğlu Ay’a gidecektir” sözlüyle bağdaştırsa da gerçek sonradan astronotların ifadeleri ile gün yüzüne çıkacaktı. Zira bu astronotlar Atatürk’e minnet borcu olduklarını dile getiriyorlardı.
Nasıl mı? Atatürk’ün eğitim için yurt dışına gönderdiği ilk uçak mühendisimiz Nejdet Eraslan’ın oğlu Arsev Eraslan’ın yazdığı manuel yazılım programı olmasaydı Apollo 11’in dünyaya geri dönemeyeceği ortaya çıktı. Üstelik yine Apollo 11 ekibinin en önemli üyelerinden NASA’da çalışan ilk Türk mühendis İsmail Akbay’da, Arsev Eraslan ile birlikte Ay’a atılan ilk adımın arkasındaki en büyük kahramanlar arasındaydı.
(Prof. Dr. Arsev Eraslan)
(NASA’da Görev Yapan Türk mühendis İsmail Akbay)
“ İstikbal Göklerde” sözleriyle ileri görüşlülüğüne bir kere daha hayran kaldığımız Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasını en başarılı şekilde temsil ederek, NASA’nın Apollo 11 projesinde görev alan kahraman Türk mühendislerimizden İsmail Akbay 27 Temmuz 2003’de ABD’de vefat etti, diğer mühendisimiz Prof. Dr. Arsev Eraslan daha sonra uzun yıllar daha NASA’nın baş bilim insanı olarak çalıştı. ABD Adalet Bakanlığı için 3D yüz tanıma sistemini geliştirdi ve bu başarısı sayesinde 1999’da ‘’Seçkin Hizmet Ödülü’’ aldı. ABD’deki birçok üniversitede profesör olarak eğitim veren Arsev Eraskan NASA’dan emekli olmuş ve Türkiye’ye dönmüştür. İnsanlığı Ay’a çıkaran mühendis Prof. Dr. Arsev Eraskan bugün hala hayatta ve Türkiye’de yaşamına devam etmektedir.
Ömrün uzun olsun Atatürk’ün mirasını yerde bırakmayan adam!
Emre YÜKSELEN